Demokrat Parti Genel Bakanı Gültekin Uysal, 27 Mayıs’ın 58. Yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayınlayarak 27 Mayıs’ın hem bir süreç hem de bir sonuç olduğunu ifade etti.
Genel Başkanı Uysal, yayınladığı mesajında şunları kaydetti:
“27 Mayıs’ın tanığı vicdanlar, sanığı ise buna razı gelenlerdir”
27 Mayıs 1960’da demokrasiyi, Türkiye’nin Osmanlı’dan bu yana büyük uğraşlarla edindiği demokratik tecrübeyi iç eden askeri darbe; üzerinden 58 yıl geçmesine rağmen vicdanlarda hala tazedir.
Tanığı vicdanlar, sanığı ise buna razı gelenler, rıza gösterenler olan bu menfur olayda müşteki; topyekun bir millet, topyekun Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir.
“27 Mayıs hem bir sonuç, hem bir süreçtir”
27 Mayıs sadece bir sonuç değildir. 27 Mayıs, vuku bulduğu andan itibaren demokrasi karşıtı her türlü eylem ve fikre emsal teşkil etmesi bakımından, toplum içinde “darbe”nin bir çözüm olduğu şeklinde hastalıklı düşüncenin yayılmasına aracılık etmesi bakımından da ne yazık ki devam eden bir süreçtir.
“Darbenin asıl hedefi hürriyetçi fikriyat ve demokrasi kültürüdür”
Yıllardır, demokrasi karşıtı her eylemin en büyük ve yegane mağduru olmuş biz demokratlar için dahi bu darbenin hedefi; merhum başvekilimiz Menderes idaresindeki Demokrat Parti hükümeti gibi görünse de, darbenin asıl hedefi demokratlarda vücut bulmuş olan hürriyetçi fikriyat ve demokrasi kültürüdür.
27 Mayıs’ın nihayetinde sahte delil ve kurmaca sorgulamalarla idama yollanan demokrasi abideleri ile demokratların canlarına kastetmekle kalınmamış, demokrasi ruhu katledilmek istenmiştir.
“Demokratları idam ederek
demokrasiyi alt edecekleri düşüncesine kapıldılar”
27 Mayıs darbesi ve riyasetinde kurulan mahkemeler, o kurmaca mahkemelere başkanlık edenler ve o dönem ülkeye hükmedenler; yanlı bir kanı ile demokratları idam ederek demokrasiyi alt edecekleri düşüncesine kapılmışlardır. O günün sorumlularından bugün hayatta olanlar görmüştür ki demokrasi insanlarla baki değildir. Demokrasi ölmez bir mefkuredir.
“27 Mayıs Darbesi, Türk siyasetinin en büyük kırılma noktasıdır”
Türk siyasetinin dün yaşadığı bu büyük travma, bugün yaşadığımız sancıların temeli, yarın yaşayacaklarımızın ise sebebidir. Bu vesile ile 27 Mayıs başta olmak üzere tüm darbelerin izlerinin, baskı ve zorlamaların, demokrasiye karşı sınırlamaların ortadan kalkması, en azından yarınımızı kurtarmak adına büyük bir aciliyet taşımaktadır.
Türkiye’de demokrasiye karşı, insan hak ve hürriyetlerine karşı ilk ve en önemli örgütlü saldırı olması, kendisinden sonra demokrasiye karşı olanlara örnek teşkil etmesi bakımından 27 Mayıs Darbesi, Türk siyasetinin en büyük kırılma noktasıdır.
Yıldönümlerinde “nasıl”lar ve “neden”ler üzerine durmak ne yazık ki tarihi havsalaları güçlendirmekten öteye gitmemektedir. Bu bakımdan bu menfur faaliyetin nasıllarını, nedenlerini yeniden ve yeniden anlatmak yerine, demokrasinin öneminden bahsetmek bizler için daha elzemdir.
“Devrim gerçekleştirmek için öncelikle demokrasiyi kurmak gerekir”
Ne acıdır ki bugüne kadar yaşadığımız tüm darbeler; “demokrasi için” denilerek savunulmuş, demokrasinin teşekkülü için bir darbe gerektiği sanrısına kapılınmıştır. Ne Türkiye’de ne de başka bir coğrafyada hiçbir darbe ve müdahale demokrasiyi getirmemiş, tam aksine, anti demokratik uygulamalara zemin hazırlayarak insanların haklarını ellerinden almıştır.
Unutulmamalıdır ki “Hiçbir zaman demokrasiyi kurmak için devrim yapılamaz. Devrim gerçekleştirmek için demokrasiyi kurmak gerekir.”
İşte bu bilinçle; 27 Mayıs’tan başlamak üzere işleticisi, yürütücüsü kim ve neresi olursa olsun demokrasi karşıtı her eylemi lanetliyor, bu menfur darbelerin aramızdan aldığı hayatların önünde saygı ve minnetle anıyorum.”
|