Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, çeşitli temaslarda bulunmak üzere gittiği Denizli’de, düzenlediği basın toplantısında konuştu.

Uysal, 70 yılı aşan bir siyasi varlık olarak Demokrat Parti'nin tüm teşkilatlarıyla yerel seçimlere hazırlandığını söyledi.

Önümüzdeki yerel seçimleri, iktidarın denetlenmesi adına önemli bir eşik olarak gördüklerini belirten Uysal, “Bu seçimlerin Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimin ikliminden çok bağımsız olmadığı kanaatindeyim” dedi.

Açıklamasının devamında Genel Başkanımız Gültekin Uysal şunları ifade etti:

“İktidar partisinin, Türkiye’nin ortak değerleri olan dini, milli ve demokrasimizin değerlerini fırsat buldukça siyasi alan içerisinde bir rekabet unsuru haline getirme niyetlerini görüyoruz. Muhalefet partilerinin de bu stratejiye hizmet etmemesi gerektiğini biliyoruz. Yaşadığımız 24 Haziran seçimleri başta olmak üzere iktidarın; CHP’yi HDP’ye doğru yaslayıp yedeğine aldığı diğer siyasi partilerle beraber dini, milli hamasi bir iklimi oluşturmak, yedeğine alamadığı orta sahada CHP’ye doğru iterek, kriminalize etmek gibi bir stratejisi uygulamaya çalıştığını gördük.

Bugün özellikle bir milletvekilinin ortaya attığı Türkçe ezan meselesi ve bir diğer milletvekilinin 15 Temmuz FETÖ Darbe teşebbüsü üzerinden yaptığı değerlendirmeler, üzülerek görüyorum ki iktidarın bu stratejisine hizmet etmektedir.

16 Haziran 1950’de tarihimizde çok partili siyasi hayatın ilk iktidar değişimiyle Demokrat Parti ile beraber CHP, Türkçe ezan konusunu bir daha tartışma konusu olmayacak bir şekilde kapatmıştı. Bir CHP milletvekilinin Türkiye’nin birçok can alıcı, can yakıcı meselesi varken dönüp dolaşıp bu kapattığımız defterleri açma niyetlerini kötü niyet değilse bir aymazlık olarak ama kötü niyetliyse ciddi bir provokasyon olarak değerlendiriyorum. CHP’nin ilgili milletvekilini disiplin kuruluna sevki de bu meseleye kurumsal olarak buna geçit verilmeyeceği noktasında önemli bir tavır olarak görüyoruz.

İktidarı eleştireceğiz diyerek iktidarın suiistimal etmesine imkan verecek birtakım söz ve davranışların içinde bulunulmasının, Türkiye’ye bir faydası olmayacağı kanaatindeyim. FETÖ Darbe Teşebbüsünü siyasi alanda bir rekabet meselesi olmaktan çıkartıp bir milli mutabakat meselesi olarak görmek gerekiyor. Bu tavırların, özellikle uluslararası alanda Türkiye’ye dair yerleşik önyargıları olan birtakım ülkelerin, onun dışında terör örgütlerinin mensuplarının uluslararası alanda Türkiye aleyhine yaptığı faaliyetlerde de tezlerimizi anlatmakta güçlük çıkardığına inanıyoruz. Muhalefetin muhalefet ederken iktidara belirli sınırları koruyarak olumsuz tavırlardan imtina etmesi gerektiğini hatırlatmak isterim.

AKP lideri ve lider kadrolarının Türkiye’ye ‘bir deli gömleği giydirme’ teşebbüsü 16 Nisan referandumu ile başladı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Modeli’nin başlamasına engel olamadık. Bu keyfi yönetimin maliyetini katlanmış enflasyon, katlanmış işsizlik ve 2019 yılında da bu günden öngörebildiğimiz şartlarda vatandaşlarımızın ödeyeceği ortadadır. Bugün her açıdan çürümüş iktidarın, iktidara gelirken yoksullukla mücadele edecekleri, yolsuzlukla mücadele edeceklerini, yasaklarla mücadele edeceklerini iddia edenlerin, bu iddiaların altında kaldıklarını görüyoruz. Sayıştay raporlarında da tüm kurumlarda usulsüzlüğün arttığını, artık halının altına süpürülemez hale geldiğini görüyoruz.

Demokrat Parti olarak 24 Haziran seçimleri öncesi ifade ettiğimiz gibi Türkiye'yi iki kutupluluğa mahkum etmemek, Türkiye'de vatandaşın gerçek gündemini konuşacak bir siyasi iklimin hakim olmasını sağlamayı, her daim birinci önceliğimiz olarak tayin ettik. Bu açıdan baktığımızda da önümüzdeki süreçte elbette 70 yılı aşan bir siyasi varlık olarak Demokrat Parti de tüm teşkilatlarıyla beraber önümüzdeki yerel seçimlere hazırlanmaktadır.

Önümüzde makul bir zaman dilimi var. Bütün partiler kendi kurullarında vatandaşlarımızın taleplerini de göz önüne alarak elbette bir değerlendirme yapacaktır. Yerel seçimin genel seçimle bütünleşen bir havası var. Bunun icabı olarak bu beklentileri karşılamak noktasında bir yandan kendi hazırlıklarımızı yapacağız ama öbür tarafta bu ortak paydaların daha da genişletilmesi adına olumlu tavrımızı sürdüreceğiz. Türkiye'de oluşan bu iklimin, toplumsal muhalefetin meşru alanını genişletmek noktasındaki taleplere de siyasi partilerin çok kayıtsız kalmayacağı kanaati içindeyim.”

Kaynak ( DP)