Hemşerilerimizin malumudur ki ülkemizin gündemi sürekli ve hızla değişmektedir. Gerek 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrasındaki süreç, gerek dış politikada yaşadığımız sıkıntılar ve gerekse referandum süreci vatandaşlarımızım, hepimizin, ülkemizde neler oluyor diye merakla takip ettiğimiz, yetişmeye çalıştığımız konulardır. Bu konuların arasında bilhassa Rize’mizi doğrudan etkileyen ve gündemin hızına kapılıp unutmamamız gereken bir başka konu daha vardır. Bu konu, kurulan Varlık Fonu ve Çaykur’un bu fona dâhil edilmesidir. Çay her ne kadar geçmişle karşılaştırdığımızda Rize halkının bir kısmının, geçim kaynağı olarak gördüğü bir ürün olmasa da, halen Rize’mizde geçimini çay ile sağlayan büyük bir kesim bulunmaktadır. Haliyle, üreticisinden işçisine Çaykur’dan ekmek yiyen her Rizeli, Çaykur’un başına neler gelebileceğini endişeyle takip ve merak ediyor. Varlık Fonu, bünyesinde bulunan her işletmeyi teminat olarak gösterme hakkına sahip bulunmaktadır. Bu da Çaykur’un gerektiğinde birilerine ipotek edilebileceği anlamına gelmektedir. Bu da demek oluyor ki Varlık Fonu, karşı tarafa verdiği taahhüdü yerine getiremediği takdirde Çaykur’un anahtarlarını teslim edecek olmasıdır. Bu da istenildiğinde Çaykur’un özelleştirilmesinin Fonun inisiyatifine bırakılması demektir. Zaten yeterli bir denetime tabii olmayan Çaykur, varlık fonuna aktarılmasıyla birlikte Varlık Fonu’nun tümünde olduğu gibi Meclis ve Sayıştay denetimi de dâhil Sermaye Piyasası, kamu ihale ve devlet memurları mevzuatı gibi hiçbir kamu denetim mekanizmasına tabi olmayacaktır. Ayrıca iş ve işçi hakları da tamamen özel kurallara dayanacak olması sebebiyle keyfiyete bırakılacaktır. Ayrıca unutulmamalıdır ki, dünyanın çay konusunda gelişmiş birçok büyük firması Çaykur’un hayli geniş kuru çay piyasasını ağızları sulanarak takip etmektedirler. Her hangi bir özelleştirilme durumunda bu gücün yabancı firmaların eline geçme olasılığı yüksektir. Nitekim Çaykur’un yalnızca Türkiye’de 300 bin tondan fazla kuru çay piyasası bulunduğu unutulmamalıdır. Biz, yaş çaya tarihinin en büyük zammını veren, Rize’de üretim olsun da halk ve ülkemiz kazansın isteyen Milli Görüş’ün temsilcisi Saadet Partisi Rize Merkez İlçe Başkanlığı olarak, yıllardır Rize’nin hak ettiği çay kanununun çıkarılmasını ümitle beklerken böyle bir manzarayla karşılaştığımız için esef duyuyoruz. Hele ki Fon sisteminin vaktiyle rahmetli Erbakan hocamızın Havuz Sistemi’ne benzetilmesini ve hükümetçe bu durumun çok iyi olduğuna yönelik açıklamaları karşısında hayret ediyoruz. Ve umut ve dua ediyoruz ki, Osmanlı’nın sonunu getiren Düyûn-i Umûmiye hatasına ülkemiz bir kez daha düşmesin. Peygamber Efendimizin de buyurduğu gibi Müslüman aynı delikten iki defa ısırılmaz. Varlık Fonu büyük bir hatadır. Bir an önce bu hatadan dönülmesi gerekmektedir. Mehmet Terzi Saadet Partisi Rize Merkez İlçe Başkanı