Cumhuriyet Halk Partisi Rize il başkanlığının düzenlediği basın toplantısında konuşan Rize İl Başkanı Saltuk Deniz en büyük projelerinin herkesin çekinmeden istediğini söyleyebildiği demokratik bir anlayışının olduğu siyasi tartışmaların az olduğu bir Rize olduğunu söyledi. Başkan deniz, "Rize sadece çayın başkenti olarak kalmayacak, Demokrasinin ve birlikte yaşama geleneğinin siyasi anlaşmalarında yoğun olduğu, siyasi tartışmaların çok fazla olmadığı herkesin sözünü söyleyebildiği istediğinin dile getirebildiği bir il haline dönüştüreceğiz. En büyük projelerimizden bir tanesi de budur. Çaydaki koşulların iyi gitmesin bizim çay kanunu ile alakalı görüşlerimizden alıkoyacak bir durum değil. Son yaşanan olaylar aslında çay kanununun hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi gerektiğini ve Çay Kanununun önemli bir maddesi olan taban fiyat uygulamasının bir an önce yasallaşmasının özellikle birinci sürgün de yaşanan gelişmelere baktığımızda çok daha acil olduğunu görüyoruz. Hep beraber gördük ki aslında taban fiyat uygulaması olduğu zaman özel sektör de bu taban fiyat uygulaması fiyatından çay alabiliyor. Bazı yerlerde özel sektörün yüksek fiyatlardan da çay aldığını görüyoruz. Görünen o dur ki demek ki yapılabiliyormuş. Şuana kadar söylediklerimize yapılan itirazların gerçekçi olmadığını da burada görmüş olduk. " şeklinde konuştu.
Ordu Millet Vekili Mustafa Adıgüzel Rize'yi önemsediklerini ifade ederek "Rize'nin sorunları Türkiye'nin sorunlarından çok farklı değil. Kendine özel bazı durumları da var. Özellikle Çay tarımı ile alakalı. Bununla ilgili hem kanun teklifi hemde Genel Başkanımıza İl Başkanımızın verdiği raporlar, bizim bölgeden elde ettiğimiz verileri sürekli kamuoyuna açıklıyoruz. Ziyaretlerimiz esnasından Rize'nin Çayın dışında sorunları ne olabilir noktasında sorularımız oldu. Özellikle Ziraat odalarında Arıcılıkla ilgili bölgenin potansiyeli nedir, kivi ile ilgili başka bir şeyler yapılabilir mi gibi sorularımız oldu. Düşünmekle yetmiyor bunların birazda Devlet aklı ile yapılması gerekiyor. Çayın Rize'ye Cumhuriyet döneminde gelmesi ısrarla olmuş bir durum. Birinci denemede olmamış ikinci denemede olmuş bir şey. Elzem bir şekilde sadece Rize'de değil Türkiye'nin her yerinde belli alanlarda toprak yapısını iklimi inceleyerek buralarda daha önce olmayan ürünlerle ilgili bir çalışma yapılmadığını görüyoruz. Bunun Rize içinde yapılması gerekiyor. Rize için Turizm potansiyeli ne olabilir. Bunları burada görmeye çalışıyoruz. Bunların tamamı ekonomik ölçekteki şeyler. Ayrı zamanda Türkiye'nin genel sorunu olan sağlık hizmetinin genel sunumu, hastanelerdeki randevu alma sorunları, Rize'nin bu konudaki güncel sorunu nedir? Hastalar rahatlıkla sağlık sunumuna erişebiliyorlar mı? Eczaneler her ilacı bulabiliyorlar mı? Onlara bakıyoruz. " dedi.
'RİZE BİZİM ÖZEL İLGİ ALANIMIZDIR'
Rize'de bir kabuk değişimin söz konusu olduğunu söyleyen İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan "Rize'ye ziyarelerimiz bizimle sınırlı değil her zaman devam edecek. İl başkanımızında söylediği gibi Rize'nin ekonomi masasına yönelik Rize'nin ekonomi dinamikleri tarafından bir talep söz konusu. Benim de içerisinde bulunduğum 22 arkadaşımızla birlikte Faik Öztırak' ın önderliğinde eğer zaman uygunluğu söz konusu olursa başkanımızın koordinasyonunda bir toplantı da düzenleyeceğiz. Rize bizim özel ilgi alanımızdır. Bir kabuk değişimi var Rize'de. Bireyin kendini özgürleştirdiği bir Rize olduğunu görüyoruz. Sokağa çıktığımız zaman bizim insanlarla temasımız çok farklı. Rize Halkı Cumhuriyet Halk Partililerinde cami avlusunda sakal öpen insanlar olduğunu, parklarda peştamalli teyzelerin ellerini öpen insanlar olduğunu bizimle beraber anlayacak. Biz aslında bir siyasi hükümranlık, bir siyasi dokmatiklik siyasi önermelerini klasik siyasetçiler gibi milletin önüne döken insanlar da olmak istemiyoruz. Rize'ye geliş sebeplerimizin arasında önermelerimizin algılanmasının algı alanını yaratmak ve insani ilişkilerini kurmak var. " dedi.
'DEMOKRATİK TOPLUM VE ADALET ARAYIŞINI RİZE'DE GÖRDÜK!
"Genel başkanımızın çok farklı zamanlar da dile getirdiği huzurlu bir hayat yaşayabilmemiz için önce adil ve demokratik bir yapıyı kurgulamamız gerekiyor. Rize sokaklarına daha önce geldiğimizde bizimle sohbete zorlanan dostlarımızın bizimle yar olması dost olması bizimle sohbeti uzatması hatta programımızı sarkıtarak yapma nedenimizin olması bizi sevindirdi. Bu söylemin demokratik toplum özleminin ve adalet arayışı özlemini Rize'de gördük. Üreten bir Türkiye ihtiyacı var. Rize zeki ve üretken insanların olduğu bir şehir. Belki sadece çay ile uğraştığınız zaman doğanın size sunmuş olduğu bir yaşam sürdürebilirsiniz, ama aynı zaman da marka üreten ticari hayatın içerisinde yer alan farklı fikirleri sahaya süren, diyasporasıyla bile entellektüel müdehaleler yapan Rize'nin dışındaki kimlikleri ile çok özel bir kent. O yüzden dışarıdaki kimlik ve buradaki kimlik de bizim açımızdan çok kıymetli.
Üreten Türkiye bizim ana önermelerimizden bir tanesi. Gördük ki Rizeliler'de bu konuda bizi fikren destekliyorlar. Rize sokaklarında en çok rastladığımız şeylerden bir tanesi Güçlü bir sosyal devlet söylemi. Çaykur' dan ve diğer yerlerden emekli olan insanlarımız bazı ilçelerde çok fazla yoğunluktalar. Olağan üstü sıkıntıları yaşamamalarının temel nedeni, Çay'dan da bir miktar gelirleri var emekli olarak da bir miktar gelirleri var. Yaşadığı yörenin ortalamasının altında da olsa sıkıntılı da olsa bir hayat devam ettiriyorlar. "
ÇAYKUR hariç, daha önce ÇAYKUR' daki örgütlü yapıların yaptığı emelki maaşlarında bir fark var. 4 bin 4.bin 500 lira gibi bir emekli maaşı var. Ama ortalama 1500 2500 gibi bir emekli maaşı ile parklarda bizimle sohbet eden ağabeylerimizi amcalarımıza rastladık. Bir yanıyla bir teminat o emekli maaşı ama diğer yanıyla emeklimize 150 doları 170 doları mübah gören bir anlayış haline geldi ülkemizdeki yönetim. Bizim bunlara ilikin başka önerilerimizi paylaştık buradaki dostlarımızla. Açlık sınırını, yoksulluk sınırının, Asgari ücret sınırını altında emekli maaşını kabul edemeyeceğimizi güçlü sosyal devletin bu konuya müdahale edeceğini söyledik. Aile destekleri sigortası kanalıyla küçücük çocuğundan üniversite de okuyan gencine kadar, yaşlı bakıma muhtaç insanlarından poziti anlamda bir şekilde desteklenmesi gereken kesimlere kadar fikirlerimizi Rize halkı ile paylaştık. Rize'de Türkiye'nin bir parçası aynı sorunlar burada da var.
Genel başkanımızında 4. ayak olarak tanımladığı sürdürülebilir devlet politikası halini alabilecek nepotizmimden uzak herkesin kendisini eşit hissettiği objektif ve sübjektif alanda eşit algının yaratıldığı bir toplumsal yapı ve yönetme yapısı olarak Rizelilerle sohbetimizi yürüttük. Rize özelinde bazı sorunları da gördük bun sorunlarında takipçisi olacağız.
Rize'de çokça kamulaştırma mağduru gördük. Merkezi idarenin acil kamulaştırma yaparak mağdur ettiği hatta hukuka uymayan müdahalelerinde olduğunu gördük. Onların yanında olmamız gerekiyor. İşkur ile ÇAYKUR arasında iş için başvuran gençlerimizin puanları yüksek olmasına rağmen aslında gerekçe yapılamayacak çok basit sorgulamalar yapıldığında yeterli olduğu görülecek diplomalara siz bu ilana uygun değilsiniz diyerek ayrımcılık yapıldığını gördük.