Tarihte görücü usulü evliliklerde kız ve erkek tarafı bir araya gelir, birbirlerini ilk kez görürmüş. Bunun ardından gelin hemen damat adayının kahvesini hazırlarmış. Eğer damat adayını beğendiyse kahveyi şekerli hazırlar
yanında da tatlı ikram edermiş. Bu da 'ben ve ailem seni istiyoruz.' mesajı verirmiş.
Fakat damadı beğenmezse kahvesine şeker yerine tuz koyarmış. Tuzlu kahveyi içen damat adayı, kızın kendisini istemediğini anlayıp anne ve babasını alarak kalkar ve bu işten vazgeçermiş.
İkinci hikayede ise Türk kahvesinin gerçekten hatırı olup olmadığını anlamak için yapılırmış. Birbirini seven iki genç, kız isteme merasiminde bir araya gelirmiş. Gelin adayı damat adayının gerçekten sevip sevmediğini anlamak için, kahveyi tuzlu yapar ve ikram edermiş. Eğer damat adayı, kahvenin tuzlu olduğunu anladıktan sonra hiç içmezse, bu gelinin isteklerini karşılayamayacağı anlamına gelirmiş ve ayıp sayılırmış. Damat adayı, tuzlu kahveyi birden fazla yudumla alır ve tükürmezse, eşi için her şeyi yapacağı anlamına gelirmiş. Aynı zamanda tuzlu kahve, gelinin arkadaşlarının damat adayına yaptığı ilk şaka olarak nitelendirildiğini biliniyor.