Konuşmasında: “İlimizin ve bölgemizin yatırımlarını taçlandıracak en stratejik adım, hiç kuşkusuz Lojistik Merkez Projesidir. Bu proje, yalnızca bir liman, bir depolama alanı değildir; Rize’nin dünyaya açılan altın kapısıdır. Bu kapı, Karadeniz ülkelerine uzanırken; aynı zamanda ülkemizi Orta Asya’ya, hatta Basra Körfezi’ne bağlayacak bir ticaret köprüsüdür” dedi.

Rize’nin lojistik merkezle birlikte doğu ile batının, kuzey ile güneyin buluştuğu bir ticaret kavşağına dönüşeceğini vurgulayan Erdoğan, “Bu büyük vizyonun tamamlanması için, Samsun-Batum demiryolu hattının hayata geçirilmesi artık bir ihtiyaç değil, bir zorunluluktur.  Bu hat devreye girdiğinde, Rize’nin limanı sadece denize değil, kara ticaretine de açılan bir omurga haline gelecektir. Daha ileri bir proje olarak, Erzurum-Rize demiryolu bağlantısının yapılması gerekiyor. Bu bağlantı, Rize’nin hinterlandını genişletecek, iç bölgelerle limanı bütünleştirecek, şehrimizi Kafkasya’dan Basra’ya uzanan bir ticaret hattının merkezi yapacaktır” dedi.

Rize ekonomisinin kalbinde çay olduğunu belirten Erdoğan, artık çayda yenilik, teknoloji ve markalaşma döneminin başlamasının gerektiğini. Bunun desteklemesi için Rize Organize Sanayi Bölgemizin ikinci etabında, Çay İhtisas Alanı kurulması önerisinde bulundu. Burada kurulacak merkezde tüm fabrikalara hizmet edecek AR-Ge ve inovasyon faaliyetleri, yeni teknolojiler yapılması gerektiğini belirti.