Genel Merkezimize yapılan İl Başkanları toplantısı, yoğun bir katılımla gerçekleştirildi.

Genel Başkanımız Gültekin Uysal, yaptığı açılış konuşmasında ülke gündemini derinlemesine analiz ederek değerlendirmelerde bulundu.

“Ülkemiz, bölgesinde çok çeşitli meydan okumalarla karşı karşıya bırakıldı”

“7 Haziran’dan bu yana arka arkaya gelen seçimler, unuttuğumuz, tarihe gömmek istediğimiz kara günleri yaşarcasına çok talihsiz biçimde 15 Temmuz Darbe Teşebbüsünü, ardından da referandum sürecini yaşadık. Son günlerde de genel ve yerel seçim taleplerinin sıklıkla dillendirildiği görüyoruz. Önümüzdeki süreçte her birimizin daha fazla dikkatle, ciddiyetle meseller üzerindeki sorumluluk bilincimizle hareket etmeye devam etmemiz gerektiği ortadadır.

İktidarda 15. yılı tamamlamış bir iktidarın, hükümet etme mesuliyetini yerine getirmediği bir zeminde bu değerlendirmeleri yapıyoruz. Türkiye’nin biriktirdiği tarihsel meseleleriyle beraber yanlış tercihlerinin, devlet millet kavramlarını yerli yerine koymamanın getirdiği istikrarsız siyasal tercihlerin, ülkemizi bölgemizde tarihinde daha önce karşı karşıya kalmadığı çapta çok çeşitli meydan okumalarla karşı karşıya bıraktığını hicap içerisinde izliyoruz. 

Son günlerde kamuoyuna yansıyan 900 civarında IŞİD militanının Türkiye’ye sızdığı gibi bir haberin, bizi de bu ülkeyi yönetenleri de dehşete düşürmesi gerektiğini hatırlatmak isterim.

“Kendilerini kurtarmak için bu koskoca ülkeyi, devleti ateşe atmaktan çekinmeyen bir iktidar güruhu ile karşı karşıyayız”

Deyim yerindeyse bir kişi kültü etrafında, topyekun devletin, bir kurumlar manzumesi olduğunu bildiğimiz o anlayışın ötesinde, kendi suçüstü yakalanmışlık hissi dolayısıyla topyekun devleti, bir kişinin devleti haline getirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Bunun bir sebebi var. Kendilerini kurtarmak için bu koskoca ülkeyi, devleti ateşe atmaktan çekinmeyen bir iktidar güruhu ile karşı karşıyayız.

“Meseleleri halının altına süpürmeye çalışıyorlar”

Türkiye’nin ortak paydası haline getirmesi gereken milli, dini bütün değerlerimizi siyasi alan içerisinde bir rekabet unsuru haline getirmiş ve bütün bunları cephaneymiş gibi siyasi alanda rekabet unsuruna dönüştürmüş iktidarıyla muhalefetiyle bir siyasi aklın olduğunu görüyoruz. Türkiye’nin derinden acılarını yaşadığı; milli güvenlikten teröre, ekonomiden sosyal planda yaşanan acılara, eğitimden pek çok boyutlu meselelere kadar, Türkiye’nin sarsılmaları yaşadığını bilmelerine rağmen, bunları halının altına süpürme niyetleriniz görüyoruz. Riskleri yönetebilmeyi, sıcak para politikalarıyla borçlanmayı, riske insanlarımızı ortak etmeyi kendisine amaç edinmiş bir anlayış içerisindeki iktidarla bugünlere kadar geldik.

“PKK ve PYD’yi uluslararası güçlerin özel güvenlik şirketi haline getirdiler”

Ortadoğu’nun deprem üssünün merkezi olmuş hareketlenmelerin olduğu noktada yanlış siyasi tasarruflarınızın ve tercihlerinizin PKK’yı ve onun uzantısı PYD’yi nasıl da uluslararası güçlerin özel güvenlik şirketi haline getirdiğini, neredeyse NATO müttefikliğine rağmen Türkiye’nin önceliklerini bir kenara bırakarak terör örgütleriyle işbirliği yapma noktasına niçin ve nasıl geldiğini de hepimiz kamuoyu nezdinde hep beraber değerlendirmek mecburiyetindeyiz.

“Türkiye’nin yeni bir rotaya ihtiyacı var”

Türkiye’nin yeniden silkineceği, yeniden devlet ve millet kavramlarını yerli yerine koyacak, uluslararası güç merkezleriyle kendi ilişki ağlarını yeniden tarihi tecrübenin ışığında tanımlayacak, yeni bir rotaya ihtiyacı vardır. Acaba Türkiye, kendi öncelikleriyle 80 milyonluk ülkenin kademe kademe küresel iklim içerisinde, topyekun küresel ticarette aldığından daha fazlasını kaynak olarak yurt dışına aktaran bir ülke mi olacak, yoksa bir yanda üreten ve kendi insanının refahını artırmak adına mı uğraşa verecek?

Türkiye’de eğer adaleti yeniden işletemezsek, eğer demokrasinin en azami düzeyde kanallarını açık tutamazsak Türkiye’nin biriktirdiği meseleler toplumsal kırılmalara, dışarıdan birtakım müdahalelere ve operasyonlara ülkemizi de devletimizi de milletimizi de açık hale getirir.”

Kaynak ( DP )